ZONGULDAK (27.08.2010)- Başbakan Erdoğan, Zonguldak'ta meydana gelen maden faciası için 'kader' dedi. Ancak, Zonguldak'ta Karaelmas Üniversitesinden atanan bilirkişi heyetinin hazırladığı bilirkişi raporuna göre facia "kader" değil.
Zonguldak'ta 30 madencinin yaşamını yitirdiği faciaya ilişkin hazırlanan 34 sayfalık Bilirkişi raporunda davacı kamu, dava konusu ise "taksirle birden çok kişinin ölümüne ve yaralanmasına sebebiyet verme" olarak yer aldı. Raporda anlatılan eksiklik ve ihmallere Maden Mühendisleri Odası, patlamanın hemen ardından dikkat çekmişti.
Raporda, patlamaya yol açan metan birikimin, arındaki ateşlemeden sonra ortaya çıkan çok miktardaki gazın ve ince kömür tozunun tali havalandırma vantilatörüyle galeriye doğru sürüklenmesi sonucu oluştuğu belirtildi. Oda, "Patlamadan önce çalışma ortamındaki grizunun yükseldiği tespit edilmiştir" demişti. Ancak raporda, gaz seviyesinin yüzde 4'lerer çıktığı bilgisi yer almaması dikkat çekti.
İncelenen belgelerin yanı sıra keşif sırasında edinilen izlenimlere göre, gazın patlamasına yol açan olayın büyük olasılıkla galerideki yükleyicinin elektrik donanımındaki elektrik arkı olduğu, yükleyicide meydana gelen aşırı sıcaklığın diğer olasılık şeklinde değerlendirilebileceği kaydedildi.
Erken uyarı sistemi eksikliği
Oda, "gaz izleme sistemi bulunmasına rağmen bu sistemin erken uyarı sistemi ile desteklenmediği sürece işlevsel olamayacağını" şeklindeki tespiti raporda "Bu kazada Karadon Müessesesinde tesis edilmiş uzaktan gaz izleme sisteminin erken uyarı görevi yapmadığı dikkat çekmektedir. Herhangi gaz yükselmesi veya ani degaj meydana geldiğinde ocakta sesli-ışıklı ikaz olmamaktadır. Bu açıdan idare kusurludur. Metan gazındaki yükselme konusunda oldukça yeterli süre olmasına rağmen iş yerlerine gerekli ikazın ulaşmaması, bu altyapının sorumlusu idarenin kusurudur. Ancak, bu konu açık olmadığından kusurun kişileştirilmesi mümkün değildir" şeklinde yer aldı.
Raporda, incelemeden edinilen bilgilerin gazın ateşlenmesine yol açan kaynak hakkında net bilgi edinilmesine yeterli olmadığına ifade edildi, "büyük olasılıkla yükleyici makinenin elektrik donanımıdır Büyük olasılıkla alevsızdırmazlık özelliğini yitirmiş donanım ve çalışmayan devre kesiciler olayın nedenidir" denildi.
İşçilerin gaz maskesi yoktu
Raporda, iş güvenliği kurallarının uygulamasındaki özensizliğe işaret edildi,
"Yüklenicinin personelinin bir kısmının ferdi maskeleri taşıma sorumluluğunu üstlenmediği ve ocağa sokulmaması gereken maddeleri taşıyabildikleri yapılan tespitlerdendir. Kurtarma çalışmaları sırasındaki tespitlerde yaşamını yitiren işçilerin çoğunda ferdi gaz maskelerinin bulunmaması öncelikle yüklenicinin teknik elemanlarının kusurudur." Maden Mühendisleri Odası "Çalışan işçilerde gaz maskesinin bulunmadığı saptanmıştır" tespitinde bulunmuştu.
Taşeronlaşma
Raporda, Oda'nın ölümlü iş kazalarının yaşınmasında öne önemli neden olarak gösterdiği taşeronlaştırma da yer aldı. Raporda, galeri ve lağım sürme gibi hazırlık faaliyetlerinin TTK'nın asli işleri olduğu, bu işlerin ihale yoluyla taşerona verilmesinin irdelenmesi gerektiği belirtilerek, şunlar kaydedildi:
"Yılda 10-15 bin metre galeri süren kuruluşun uzmanlığı tartışma götürmez. Dolayısıyla TTK'dan çok daha uzman olmayan ve kurumun ekipmanını kullanan yükleniciye işin verilmesinde sistemden kaynaklanan zorlama vardır. İşletmede bu yapılanmaya yol açan TTK üst yönetimi ve ilgili bakanlıkların karar ve onaylarının etkisi sorgulanmalıdır. Aynı altyapıyı kullanan iki farklı kurum ve iki farklı statüye sahip personel söz konusudur. Birisinin riskli davranışı diğerinin güvenliği için tehdit oluşturabileceğinden denetimin tek elden yapılamaması kaygı veren durumdur."
Aşçı madenci olmuş
İşçilerin özlük dosyalarındaki incelemede ise cansız bedenleri halen bulunamayan 2 işçiden Engin Düzcük'ün sağlık raporunda, mesleği ve talip olduğu iş hanesinde "aşçı yardımcısı" olarak görülmesine rağmen olay günü yer altına tertip edilmesinin üzerinde durulması istendi.
TTK ve taşeron yüzde 70 kusurlu
Öte yandan faciaya ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanlığı'nın hazırladığı ön raporda TTK ve taşeron işletmenin yüzde 100 kusurlu olduğu tespit edilmişti. İşçiler ise kusurlu bulunmadığı raporda asıl işveren TTK Genel Müdürlüğü'nün yüzde 30, alt işveren Yapı-Tek İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş'nin yüzde 70 oranında kusurlu bulunmuştu. (ETHA)
Bilirkişi: Madende ölüm 'kader' değil ihmal
27 Ağustos 2010 Cuma
Gönderen
proleterdevrim
zaman:
14:47
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder