15 Ağustos: Bir Halkın Dirilişi

27 Ağustos 2010 Cuma

HEVES DEMİR




15 Ağustos 12 Eylül faşizminin yarattığı bütün yıkıcı sonuçlara karşı güçlü bir umut yaratarak Kürdistan topraklarına yerleşmiş ve halklaşmayı başarmıştır. 15 Ağustos, baskı, sindirme ve asimilasyon politikalarıyla korkutulan, sindirilen Kürtlerin toplumda kendine güven ve cesaretini geliştirmiştir.



Kürt halkının tarihinde önemli bir yer tutan 15 Ağustos’un yıl dönümündeyiz. 15 Ağustos’ta Kürtler Türk Devletine karşı isyanı resmen ateşledikleri silahlarla başlatmıştır. Eruh ve Şemdinli’de ateşlenen silahlar, artık geri dönüşü olmayan bir tarihe işaret etmiş ve 15 Ağustos 1984′te yapılan eylemler, günümüzde Kürt sorununun dünya gündeminde de yer bulmasında belirleyici bir rol oynamıştır.





Bazı halkların tarihinde dönemeç niteliğinde olan süreçler ve bu süreçlere yön veren kişiler vardır. Kürt halkının tarihini de irdelediğimizde özellikle Kürt özgürlük hareketinin 27 Kasım 1978'de kuruluşuyla, en büyük dönemeçlerinden birini yaşadığını görürüz. 15 Ağustos 1984 de ise Kürt halkının silahlı mücadele tarihinin başladığını görüyoruz.





Tarihe şöyle bir göz attığımızda PKK'nin 1981 yılının Mart ayında I. Konferansını düzenlediğini, bu konferansta Kürdistan'ın durumunu tartışmaya başladığını hatırlayacağız. Askeri hazırlıkların başlatılması kararının alındığı bu konferansta aynı zamanda Güney Kürdistan'la ilgili girişimler de yer alıyordu. Bağımsızlık fikrinin tümden kabul edildiği konferansı 20-25 Ağustos 1982′de 'ülkeye dönüş' kararının alındığı II. Kongre izledi. 1983 sonbaharında gerilla faaliyetlerinin başlatılmasının karara bağlandığı bu kongrenin ardından küçük gruplar halinde Türkiye'ye giren ve bazı küçük çatışmalar yaşayan PKK'liler, 1984 yılında partinin askeri kanadı olan Hêzên Rizgarîya Kurdistan'ın (HRK - Kürdistan Kurtuluş Güçleri) kuruluşunu ilan etti ve ilk büyük ölçekli silahlı eylemlerini yaptı.





Bağımsız Kürdistan istemiyle silah kullanacağını ilan eden HRK'nin başında Mahsun Korkmaz bulunmaktaydı. 'Agit' kod adlı Mahsun Korkmaz komutasındaki '14 Temmuz Silahlı Propaganda Birliği' Eruh-Şırnak-Pervari bölgesine, Abdullah Ekinci komutasındaki '21 Mart Silahlı Propaganda Birliği' Hakkari-Çukurca-Şemdinli ve Ali Ömürcan komutasındaki '18 Mayıs Silahlı Propaganda Birliği' ise Van-Çatak bölgelerine saldıracaktı. Ancak Ali Ömürcan'ın birliği hücuma geçemedi. 15 Ağustos'ta akşam 21.30'da Eruh ve Şemdinli'de PKK ilk büyük ölçekli silahlı eylemini gerçekleştirdi. 15 Ağustos 1984′de yapılan bu eşzamanlı silahlı eylemler ile uzun süreli halk savaşına başladıklarını ilan eden PKK, bu tarihten sonra Türk askeri güçleriyle sürekli bir çatışma halinde oldu.





Evet, 15 Ağustos 1984 silahlı atılımının Kürt halkının varlık- yokluk ikilemi içinde olduğu, bir dönemde gerçekleşmiş olması hem tarihi hem de güncel önem arz etmektedir. 12 Eylül faşizminin ağır etkilerinin yaşandığı, baskı ve işkencelerle halkın iradesinin kırıldığı, devrimci, yurtsever kadroların zindanlarda teslim alınmaya çalışıldığı bir dönemden sonra gerçekleştirilen bu silahlı baskın güven, inanç, irade ve özgürlüğün yeni adı olmuştu. Kürt toplumunda köklü değişiklikler yaratmış, altüst oluşlara neden olmuştur. Toplum düşüncesinde, duygularında büyük değişikliklere yol açmış, buna bağlı olarak yaşam tarzında, beğeni ölçülerinde köklü değişiklikler gerçekleşmiştir. Yeni bir yaşam tarzı ve anlayışı, yeni bir kültür şekillenmeye başlamıştır. Sömürgeci, inkarcı zihniyete dayalı bütün kültür, yaşam, ahlak, kişilik, siyaset ve örgüt büyük bir darbe almış ve yıkılmıştır. Bunun yerine yeniye dayalı duygular, düşünceler, örgüt ve eylem biçimi gelişmiştir. Ölü sanılan bir halk 15 Ağustos’la birlikte üzerindeki ölü toprağını atmış ve ayağa kalkmıştır. Özgürlüğe ne kadar tutkulu olduğunu ve özgürlükten hiç bir zaman vazgeçmeyeceğini çok net bir biçimde ortaya koymuştur.





15 Ağustos 12 Eylül faşizminin yarattığı bütün yıkıcı sonuçlara karşı güçlü bir umut yaratarak Kürdistan topraklarına yerleşmiş ve halklaşmayı başarmıştır. 15 Ağustos, baskı, sindirme ve asimilasyon politikalarıyla korkutulan, sindirilen Kürtlerin toplumda kendine güven ve cesaretini geliştirmiştir. Tüm dinlerden, kültürlerden, mezheplerden bireyleri özgürlük ideolojisinde birleştirmeyi başarmıştır. 15 Ağustos bugün hala halklara ve özgürlük mücadelesi yürütmek isteyen güçlere büyük bir umut vermeye devam ediyor.

0 yorum: